Doğan’ın babasıydı…

sehidin oglu

Tam yeni yazım için klavyenin başına oturmuştum ki;

İnternette bir paylaşım gözüme ilişti;

Minik bir yavrumuz; adı Doğan’mış, hikayesi –maalesef- son zamanın hikayesi,

Ancak bir de O’na sormalı,

O iri siyah gözlerinden süzülen yaşlar, o derin acısının önüne geçen sorgulayan bakışlar:

Şırnak’ta yaralanan ve yaşam savaşını kaybeden;

Bu kez de şehit düşen O’nun, Doğan’ın, babasıydı…

Doğan’ın gözlerinden utanmalı, Doğan’ın öfkesinden korkmalı.

Devlet ricali, kimi siyasiler, askerler, polisler, gazeteciler, halk…

Bu acı, evden eve, kentten beldeye daha ne kadar dolaşacak belli değil.

Doğan’ı anlıyorum. Yirmi sekiz yıldır her gece insanın yüreği nasıl yanar, biliyorum.

Yazmaktan başka bir şey gelmiyor elimden… Sabırlar diliyorum…

Ancak, bu dramların önlenmesinden sorumlu olanlar var ve onların sabır dilemekten öte yapması gerekenler var…

Açılım saçılım derken belli ki “kendi kendimizi kandırmışız”!

İyi de, Güneydoğu şu anda tümüyle bir (iç) savaş alanına çevrilmek isteniyor.

Birincisi; bu sorunun temel tespitini yapalım, düşmanın adını da açıkça koyalım.

ABD “kara gücüm” dediği PKK’yı destekliyor ve güneyimizde koridor açmak peşinde.

Uyuşturucu taciri terör örgütünün argümanları ve yandaşları ise tarihsel bir çarpıtma içinde.

Yurttaşlık bilinci ve eşit haklar temelinde ve devrimle kurduğumuz Cumhuriyet, haklıdır, hakçadır, halkçıdır.

Demokraside eksiklerimiz, kalkınmada kusurlarımız, gelir dağılımında adaletsiz bir yapımız olabilir.

Ancak bu koşullarımız ne bölücü tezleri haklı çıkarabilir ne de üzerimize abanan emperyalizmin bu düşmanlığını açıklayabilir.

Bu evladımız dahil çok büyük acılar çekildi. Öte yanda bir sürü genç insanın hayatları söndü.

Saldırılar, Cumhuriyet’imiz üzerinden demokrasimize, güvenlik unsurlarımız üzerinden devletimize ama en çok daha doğulusu batılısıyla halkımızadır.

İkinci tespit de yöntemle ilgilidir…

İspanya’yı, İrlanda’yı incelemiş biri olarak da belirteyim; terör durmaz, silah bırakmaz.

Bu kesindir. O nedenle 24 Temmuz’dan bu yana güvenlik kuvvetlerimizin başlattığı “iş” -kara harekatıyla- tamamlanmalı, diğer yandan terörün lojistik desteği etkisizleştirilmelidir.

Bölgemiz karışmıştır ancak tüm olumsuzluklara karşın yöre halkı ulusal birliğimizden yanadır.

Halkımızın dayanışmasıyla -hukuk devleti kuralları içinde- bu karanlıklar aşılacaktır.

Emperyalizm ve maşalarını bir kez daha yeneceğiz.

Var’olma savaşımını mutlaka kazanacağız.

Başka yolu yoktur, başka seçeneğimiz yoktur, başka Türkiye yoktur!

Ve işte o zaman belki Doğanların yüzüne bir nebze olsun bakmaya yüzümüz olacak!

 

not: Bu yazı Milliyet blog için kaleme alınmıştır. 24/12/2015 

http://blog.milliyet.com.tr/bulendkirmaci

 

 

Leave a comment

Blog at WordPress.com.

Up ↑